Nisan ayının hafif yağmurlu fakat
yumuşak bir havasında gördüğümüz Bartın’ın şehir merkezi oldukça mütevazı. Yollar,
iki aracın yan yana geçişini zorlayacak şekilde dar. Lakin Amasra, İnkumu Plajı
gibi göze ve yeşil tutkunlarına hitap eden noktalara sahip bir ilin merkezinin böyle olması
normal kabul edilebilir. Bu bağlamda il merkezi, ilçelerinin biraz gölgesinde kalıyor gibi.
Bartın insanı oldukça samimi ve sıcakkanlı. Şiveyi anlamakta biraz sıkıntı
çekebilirsiniz ama bu da diyaloglara ayrı bir lezzet katıyor.
Bizim geceyi geçirdiğimiz yer ise
İnkumu. Bartın merkezinden İnkumu’na giden yol güzergahı yeşilliklerle dolu. Sahilinde
taş ve ağaçların yan yana yer aldığı İnkumu, Karadeniz sahilinde konumlanmış.
Civarda konaklanacak yeter sayıda pansiyon ve otel mevcut.
Batı Karadeniz’in bu küçük ama
huzurlu iline yolu düşenler için Amasra’ya gitmemek epey yazık olurdu. Antik
dönemdeki ismi Amastris olan ve İnkumu’ndan 30 km, Bartın merkezinden ise yaklaşık
15 km uzaklıkta bulunan Amasra’ya doğru direksiyonu kırıyoruz. Fazlaca turist
mevcut. Ağırlıklı Ankara olmak üzere civar illerden pek çok ziyaretçiyi
ağırlıyor ilçemiz. Amasra Kalesi’nden ilçeyi izlemek başlı başına bir zevk. Bünyesinde
iki katlı, küçük ve mütevazi bir cami barındırıyor.
Amasra hatırası almak isteyenler
için epey hacimli bir çarşı mevcut. Mideleri de unutmamak lazım. Amasra’da çok
güzel pideler bulabilirsiniz. Bununla birlikte Amasra’ya özgü bir mimarinin
geliştirilmesi, turizm ve ilçe estetiği açısından mevcut olumlu izlenimi, daha
da iyileştirebilirdi. Ayrıca otopark sorununun mevcudiyetine de dikkat çekmek
isterim. Pansiyon ve otel sayısı yeter olmakla birlikte, önceden rezervasyon
yapılmasına fayda var.
Haftasonu gezisi için günübirlik
dahi olsa gidilip görülmesi gereken bir ildir Bartın. Amasra’yı atlamamak,
gezinizin lezzetini arttırır.
Allahaısmarladık.