Sinema Yazıları

Ulusal ölçekte aylık yayın yapan sinema dergisi "Film Arası"nda ve çeşitli zaman dilimlerinde sinema adına önem arz ettiğini düşündüğüm filmlere dair blog için yazdığım yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.


Bir Kölelik Hikayesi



60'lı yılların sonuna doğru adına "Blaxploitation" denilen ve zulüm görmüş siyah adamların beyaz adama karşı verdikleri mücadeleyi, başkaldırışını anlatan filmler üretilmeye başlamıştır. Realiteden kısmen uzaklaşıp, beyazperde de siyah adamın intikam duygusunu tatmin için çekilen bu filmler, 70'lerin sonuna kadar revacta olur. 71. Altın Küre Ödülleri'nde "En İyi Film" ödülünü alan "12 Yıllık Esaret" (12 Years a Slave) ise baştan sona beyaz adamın yaptığı zulümleri betimliyor. 


Onurlu Bir Akıbetin Temsili; 47 Ronin



Japon kültüründe efendisiz savaşçı yani eski samuray anlamına gelen Ronin sözcüğü, 47 Ronin efsanesinin kahramanlarını tanımlar. Carl Erik Rinsch yönetimindeki aynı adlı film, cesaret yüklü dramatik bir olayı beyazperdeye taşıyor.


Eski Usullerle Kaçış Planı



Genç ve yetişkin dönemlerinde ortalığı kasıp kavuran aksiyon yıldızlarını, orta yaş ve sonraki dönemlerde yüzü komediye dönük macera yapımlarında görürüz çoğunlukla. Bu durumun istisnası yok değil elbette. Lakin kaybolan o eski dinamizmden boşalan yeri doldurmak için en pratik yöntemlerdendir mizah ve aşırı şiddet. 


Sen Aydınlandın mı İzlerken?



Ne yazık ki özellikle Anadolu insanı için kolay ulaşılır bir film değil Sen Aydınlatırsın Geceyi. Belli başlı bazı organizasyonlar veya ev sineması vasıtası ile filmle kucaklaşıncaya kadar, izleyici filme isim babalığı yapan William Shakespeare’in aynı adlı ünlü şiirini yad ederek sabırla filme kavuşmayı bekleyebilir.

Pembe Vampir Hikayesi; Byzantium



Sinemanın korku-gerilim dalında sığınılacak bir liman gibidir vampir filmleri. Sinsi bir gülüşün esirindeki dudağının kenarından sızan kanı, avını ağına düşürmek için bilenmiş upuzun sivri dişleri ile bir dehşet sembolü olan vampirler bu kez ölümsüzlük uğruna hayatlarını bir orada bir burada geçiren bir anne-kız hikayesi ile karşımıza çıkıyor. Üstelik oldukça erkek egemen bir filmle. 
Devamını buradan okuyabilirsiniz.

Ölü Polis, Diri Ölülere Karşı



Ortağına ihanet eden polis hikâyelerini epeyce izlemişizdir beyazperdede. Nedeni genelde dürüstlük abidesi ortağının onay vermediği gayrimeşru bir menfaate itibar etmek olan bu ihanetin bedelini kötü polis filmin sonunda fazlasıyla öder. Ülkemiz sinemalarında gösterime giren “Rest in Peace Department” (Ölümsüz Polisler) adlı yapımda ise kötü polisin amacı, ölüleri dünyaya geri getirmek ve dirilere karşı egemenlik kurmak. 

Kadro Kurbanı Bir Film; Kirli Oyun



Kanun gücü ile yeraltı dünyasının iç içe girdiği yozlaşmış bir dünyayı, intikam sosu ile izleyicisine sunan, Jessy Terreo yönetimindeki Freelancers (Kirli Oyun) adlı film, Robert De Niro, Forest Whitaker, Curtis Jackson gibi isimlerden oluşan kadrosu ile gösterime girdi. Malo lakaplı Jonas Maldonado (Curtis Jackson), görev başında öldürüldüğüne inanılan babası gibi polis olmuştur. Mezuniyet sonrası babasının eski ortağı olan Vito Sarcone’nin (Robert De Niro) teklifi ile bir ekibe girer. Lakin, zannedildiği gibi temiz bir ekip değildir bu. 


Beyaz Saray Tehdit Altında



Bir felaket filmi ile daha karşı karşıyayız. Mekân da aşina: Beyaz Saray. Hollywood tarihinde gerek fantastik gerek politik pek çok filme ev sahipliği yapan Beyaz Saray, yine ciddi bir tehdidin altında kalıyor.  Sinema kariyerinde felaket temalı pek çok filme imza atmış olan Alman asıllı yönetmen Roland Emmerich, son filmi “White House Down” (Beyaz Saray Düştü) ile izleyicisinin karşısına çıktı. 
Devamını buradan okuyabilirsiniz.


Masum Görünümün, Saplantılı Arka Yüzü




1980 yapımı aynı adlı filmden uyarlanan “Maniac” (Manyak), geçmişin kıskacında ve yalnızlığın esaretinde bir hayat süren Frank’in hikâyesi. Frank karakterini beyazperde de canlandıran Elijah Wood’un, başarılı ve Frank ile bütünleşen oyunculuğundan ayrıca söz etmek gerekecek. Zira, o renkli gözlerinin ardında bekleyen masum bakışlarının köklerinde bir canavarın yatışına anbean şahit olmak, bizleri ziyadesiyle sarsıyor.
Devamını buradan okuyabilirsiniz.

Sahne Yeniden Zombilerin



Brad Pitt’in tek adam vazifesi ile başrolünde oynadığı ve yaz dönemi filmlerinden olan “World War Z” (Dünya Savaşı Z) adlı yapımın yönetmenliğini Marc Forster üstlenirken, diğer rollerde Mireille Enos, Fana Mokoena ve Daniella Kertesz yer alıyor. Film, bulaşıcı bir virüse maruz kalan insanoğlunun, virüsün etkisiyle zombileşen canlılara karşı gösterdiği mücadeleyi ve savaşı anlatıyor.  
Devamını buradan okuyabilirsiniz.

Parçalanmış Aile Bağları ve Muhbir



Parçalanmış ailelerde ödenecek bedel, ağırlıklı olarak çocuklara fatura edilir. Arada kalmışlık duygusu ile hayat yoluna devam eden küçük bedenler, çok erken dönemlerde kendini ispat kaygısına düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirler. Bu yolun en tehlikeli olanlarından birisi ise, hiç şüphesiz ki uyuşturucudur. 
Devamını buradan okuyabilirsiniz.


Senaryo Özgün, Oyunculuk “Cinnet”



Endonezyalı yönetmen Joko Anwar’ın son filmi “Modus Anomali” (Cinnet), ülkemiz sinemalarında 10 kopya ile gösterime girdi. Başrollerinde Rio Dewanto, Hannah Al Rashid ve Aridh Tritama’nın yer aldığı yapımın konusuna gelirsek; eşi ve çocukları ile birkaç günlüğüne tatile çıkan John Evans (Rio Dewanto), beklenmeyen bir misafirin gelmesiyle şaşkına döner ve bir anda bilincini kaybedip kendisinden geçer.
Devamını buradan okuyabilirsiniz.


Manyetik Bandın Korku İle İmtihanı



Video kaset teknolojisinin günümüz ev sineması sistemlerine göre boğuk ve puslu gözüken atmosferinden yararlanıp, birbirinden bağımsız ve ürkütücü dehşet hikayeleri oluşturmayı amaçlayarak yola çıkan V/H/S adlı filmin devamı olan “Dehşet Kaseti” (S/V/H/S), ilk filmin izinden gidiyor. 
Devamını buradan okuyabilirsiniz.


Sert Bir İntikam Hikayesi



Son yıllarda ‘Cehennem Melekleri’ serisi ile sinema dünyasına yeniden giriş yapan ve özellikle 80’ler ve 90’lar neslinin hafızalarında yer etmiş olan Sylvester Stallone, son filmi ‘Bullet to the Head’ (İntikam Kurşunu) ile Türkiye’deki sinema salonlarında izleyicisi ile buluştu.
Devamını buradan okuyabilirsiniz.


Rüyalardan Uyanmak Zordur



Amerikan rüyası pekçoğumuzun hayallerini süsleyen bir vaha gibidir. Bu rüyayı, hayal edildiği şekilde yaşayanlar da yok değil elbette. Peki ya nedir bu yaşantının bedeli? İçinden geldiğimiz topluma veya genellersek dünyaya cephe almak mıdır? İşte bu çelişkiyi yaşayan Changez'in (Riz Ahmed) hayallerini ve hayal kırıklıklarını anlatıyor Zoraki Radikal.
Devamını buradan okuyabilirsiniz.

Demir Adam Serisinin Son Halkası



Yılın epey ilgi görmesi beklenen (ki tahminleri boşa çıkarmayan) filmi Demir Adam 3 (Iron Man 3), tüm dünya ile aynı anda ülkemiz sinemalarında gösterime girdi. Başrollerinde Robert Downey Jr., Gwyneth Paltrow, Ben Kingsley ve Guy Pearce’in yer aldığı yapımın yönetmeni Shane Black. Kahramanımız Tony Stark (Robert Downey Jr.) bu kez, Mandarin (Ben Kingsley) adındaki düşmanına karşı, sevdiklerini ve ülkesini koruma mücadelesi veriyor.

Eski Dostlara Halel Gelmesin




Sinemanın dev isimlerinin rol aldığı “Eski Dostlar” (Stand Up Guys) bu hafta ülkemiz sinemalarında vizyona girdi. Lakin epey az sayıda kopya ile. Demir Adam 3 gibi gişe potansiyeli yüksek bir yapımla aynı hafta vizyona girmek, filmin gerek hasılat gerek rağbet düzeyine darbe vuracaktır. 

Üzgünüm Arnold, Sana ‘Geçit Yok’



80’li ve 90’lı yıllarda (kısmen 2000’lerin başında da) üst kısmının tamamını kapatan Schwarzenegger başlıklı afişlere aşina olan bizler için, California Valiliği görevinden sonra Arnold’u tekrar beyazperde de başrol karakterinde görecek olmak heyecan verici idi. Ta ki film bitene kadar.

30 Yıl Sonra Yeniden; Kötü Ruh



Korku sinemasının kült filmlerinden “Evil Dead” (ülkemizdeki adı ile Kötü Ruh), 30 yıl aradan sonra yeni uyarlamasıyla izleyicisinin beğenisine sunuldu. Sam Raimi yönetimindeki 1981 yılında çevrilen ilk film, içerdiği yoğun şiddet öğeleri ve abartılı sahneleri ile uzun süre pek çok ülke tarafından ambargoya uğramıştı.


Karacadağ’ın En Korkunç Filmi; El-Cin



Semum filmi ve Dabbe serisi ile sinemamızın çok fazla iddialı olmadığı korku türü alanında adından fazlaca söz ettiren ve geniş ölçekte ses getirmeyi başaran yönetmen Hasan Karacadağ’ın son filmi ‘El-Cin’ gösterime girdi. Film, kayıp bir kızın ardından beş üniversite öğrencisinin başından geçen esrarengiz olayları anlatıyor. Mekân olarak İstanbul’un Şile ilçesi seçilmiş.

Korku’nun Temelleri; Hitchcock


Sinema, sanatın önemli bir parçası haline gelmeye başladıkça, yelpazesini genişletmeye başladı. Farklı kanallarla insanları güldürme, ağlatma, bazen sıkıntılı bir hale bazen rahatlatıcı bir atmosfere sürükleme yolunda tüm maharetini gösterdi ve göstermeye devam ediyor. Zamanla kendi alt türlerini oluşturan 7. Sanat, bu yollarla istismara açık bir hale gelme tehlikesi ile karşı karşıya geldi. 

Şiddet Makineleri; Yedi Psikopat


Son dönem suç filmlerinin yoğun şiddet içerdiğini gözlemlemekteyiz. Beyazperdenin, gerçek hayatta gerçekleştirilmesi mümkün olmayan (veya karşılığında ağır yaptırımların olduğu) eylemlerin vücut bulabildiği bir platform olması, sınırların günden güne gelişmesine sebebiyet veriyor. İçinde derin bir felsefi görüş barındırdığı söylenen filmler dahi, (en azından bu dönem için) neredeyse benzer karaktere sahip.

Memba Güzel, Üslup Kontrolsüz; Sefiller



Ünlü Fransız yazar Victor Hugo’nun günümüze kadar ilgi ile okunan eseri “Sefiller” (Les Miserables), yeniden beyazperdede ve izleyicisinin huzurunda. Yönetmenliğini “Zoraki Kral” filmi ile hafızalarımızda yer eden Tom Hooper’ın üstlendiği, başrollerini ise Hugh Jackman, Russell Crowe ve Anne Hathaway’ın paylaştıkları yapım, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen ve daha çok milli hislere oynayan yapımların boy gösterdiği Oscar ödüllerinde 8 dalda aday gösterildi ve  'En İyi Ses Miksajı', 'En İyi Makyaj ve Saç Stili' ile 'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu'  dallarında ödüle layık bulundu.


11 Eylül 2001 günü sabahında alıcılara takılan korku dolu seslerle açılıyor film. Feryatlar, çığlıklar, umutsuz haykırışlar. O meşhur New York siluetinin ayrılmaz parçası olan İkiz Kuleler’in yıkıldığı anın hemen sonrasında yaşanıyordu tüm bu olanlar.  Sadece ses ve simsiyah bir görüntü. Hemen akabinde işkence gören bir Ortadoğu’lu beliriyor beyazperdede. Bir sorgu sahnesi. 
Devamını buradan okuyabilirsiniz.


Özgürlüğe Giden Yolun Hikâyesi



Abraham Lincoln; Amerika Birleşik Devletleri tarihinin ilk Cumhuriyetçi ve yine ilk suikasta kurban giden başkanı. Aynı zamanda ülkede köleliğin kaldırılmasında başrolü oynayarak siyahî ve beyaz vatandaşların kanun önünde eşit kılınmasına ön ayak olan adam. Bu bağlamda, bir milletin gelecek nesillerine sirayet edecek insan ilişkilerine etkisi açısından, devrimsel bir adım.


Tarantino Usulü Western



Yine şiddet, yine aksiyon, yine efsanevi müzikler ve bu kez (bir sahne haricinde) çok az cinsellik. Yönetmenini bilmeseniz dahi, ‘Django Unchained’i izledikten sonra kurabileceğiniz muhtemel cümle: ‘Bu bir Tarantino filmi olmalı.’ 


Yenilmeye Yüz Tutanların Hikâyesi



Geçtiğimiz sene süper kahramanı bol olan bir Hollywood kuşağı izledik. Hayal alemimizin, kişisel arzularımızla birleşmesi sonucu önce dergi sayfalarında boy gösteren kahramanlarımız, zamanla izleyicinin talebi doğrultusunda beyazperdeye yatay geçiş yapmaktalar. Pek çoğu çocukluk rüyamızı süsleyen karakterler, ilerleyen yaşımıza paralel olarak şiddet dozajı yükseltilmiş bir kişilik haline bürünüyorlar. 

Sıradanlıktan Doğaüstülüğe


Doğaüstü güçlere sahip olma arzusu, özellikle cüzi irademizin sınır noktasına yaklaştığımız anlarda, zaman zaman beliren bir duygu haline gelebiliyor. Yanlış ellerde ne kadar tehlikeli bir araca dönüşebileceğini düşünmeksizin, en azından bu dünya hayatı için böyle beyhude arzulara kapılmak, sanıyorum gerçekçi olmayacaktır.
Devamını buradan okuyabilirsiniz.


Yıllar Öncesinin Huzurlu Sesi; Yağmur Adam





Sinema filmlerinin bazı örnekleri, vizyona girdikleri dönemde oldukça ses getirici hüviyete sahiptirler. Kimi zaman bu ilgi sadece o dönemle sınırlı kalıyor iken, bazı durumlarda yıllar sonrasında dahi hoş bir seda ile kulaklarımızda yankılanabiliyor. Barry Levinson yönetimindeki “Yağmur Adam” (Rain Man) huzur veren sesi ile her dönemde sinema belleğimizde yer eden örneklerden. 
Devamını buradan okuyabilirsiniz.

Yokedici İle Birlikte Var Olma Mücadelesi



Sinemadaki teknolojik devrime, kariyerinin her döneminde öncülük eden usta yönetmen James Cameron’un, son yıllarda 3D film furyasını başlatan “Avatar” adlı filmi ile gündeme bir kez daha gelmiş olması, yönetmenin geçmiş tecrübelerine de bir göz atmamız için vesile oldu.